23 Kasım 2009 Pazartesi

İlk Adım



rafoloji (yazıbilim) konusu üzerine yapılan çalışmaları inceleyerek, olabildiğince geniş kapsamlı bir içerik oluşturmaya çalışacağım.
Çok kısa bir geçmiş ve birikime sahibim fakat avantajlarının daha fazla olduğunu düşünüyorum.
Genel olarak bir kaç yabancı kaynaktan ve grafoloji bilimine tutkuyla bağlı, çok az görüşme fırsatı bulmamıza rağmen bana sayısız faydası dokunan bir bilim kadınından edinebildiğim bilgiler ışığında bir yol izleyeceğim.
Önümdeki bir günlük süreçte, yazıbilim(grafoloji) tarihi hakkında genel bilgileri, kaynak göstererek, toparlayıp yayınlayacağım.

Yazıbilim Tarihi

Yazıbilim-karakter analizinin geçmişi antik çağlara dayansada, yakın sayılabilecek bir zamana kadar bizim bildiğimiz sistematik bir çalışma yok.
O dönemlere ait çalışmalar üzerine detaylı ve güvenilir bir bilgiye henüz ulaşamadım. Karşıma çıktığı takdirde kaynağıyla birlikte not düşeceğim.
Günümüze yaklaşırken karşımıza çıkan ilk isim Bologna Üniversitesi’nde felsefe profesörlüğü yapan İtalyan fizikçi Camillo Baldi (1590 – 1637)oluyor. Kendisi ayrıca el yazısından karakter analizi konusundaki ilk kitabı (Bir Yazarın Nitelik ve Doğasını Tanıma Yöntemi) yayınlayan isimdir.
El yazısını kullanarak kişilik özelliklerini ortaya çıkarma işine “grafoloji” denmeye başlanması ise 1800’lü yılların sonlarına rastlar.

O dönemde Paris’te bir okulun müdürlüğünü yapan Abbe Michon bu konu ile ilgili bir çok kitap yazmış ve grafoloji (graphology) biliminin isim babası olarak tarihe geçmiştir.
Michon hakkında detaylı bilgi için aşağıdaki dosyaya göz atabilirsiniz. Ayrıca kaynakların hemen hemen hepsinin İngilizce olduğunu söylememe gerek yok sanırım.

http://www.britishgraphology.org/analyses/MichonAndTheBirthOfScientificGraphology.pdf



Michon'un ölümünde sonra öğrencisi ve halefi olan Jean Crépieux-Jamin (1858-1940) hocasının çalışmalarını derleyip günümüzde de kullanılan yeni bir sınıflandırma getirmiştir. 1888 yılında L’ecriture et Le Caractėre yayımlanmıştır.
XIX. yy sonlarına gelindiğinde Almanlar yazıbilim araştırmalarında ilk sıradaydılar. William Thierry Preyer insan beyni ile elyazısı arasındaki ilişkiyi gözler önüne seren ilk araştırmacı olmuştur. Ayrıca el yazısı, ayak yazısı, dirsek yazısı arasındaki benzerlikleri incelemişve hangi uzuv kullanılırsa kullanılsın, kişinin el yazısının temel özelliklerinin değişmediğini tespit etmiştir.
Ludwig Klages, “expressive movement-gösterimci hareket” terimini ortaya attı.
Marx Pulver analitik psikolojisinin yaklaşımlarını da el yazısı analizi alanına taşıdı.
June Downey, aile bireyleri arasındaki benzerlikler üzerine araştırmalar yaptı.
Milton Bunker’ a göre kişinin yazı yazdığı sıradaki kalem vuruşları ve kullandığı şekiller daha önemliydi. Bunker yazının bütününe bakmak yerine el yazısındaki küçük ayrıntılar üzerine çalıştı ve metoduna “grafoanaliz” ismini verdi.
Daha fazla uzatmadan kullanım alanlarına bakalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder